Perşembe, Mart 28, 2024

                                                                       

Patoloji Nedir ?

"Pathos" (Hastal??k) ve "logos" (Bilgi) sözcüklerinin birle??iminden olu??an patolojinin sözcük anlam?? "Hastal??k bilgisi" olarak aç??klanabilir. Hastal??klar??n alt??nda yatan yap?? ve i??lev de??i??ikliklerini organ, doku ve hücre düzeyinde inceler.

Buna son dönemde h??zla geli??en moleküler ve genetik düzeydeki incelemeleri de eklemek gerekir. Patoloji temel bilimler ile klinik dallar aras??nda bir köprüdür. Temel bilimlerin yöntemlerini kullan??r, klinik uygulamaya yol gösterir. Cerrahi patoloji a????rl??kl?? i??levi nedeniyle üniversitelerimizde Cerrahi T??p Bilimleri aras??nda say??lmaktad??r.

Patoloji, hastal??klar??n nedenlerini, nas??l olu??tuklar??n?? ve insan bedeninde ne gibi de??i??ikliklere yol açt??klar??n?? inceler. Bu nedenle de patolojinin tarihi, insano??lunun hastal??klarla ilgili ilk bilgi edinme çabalar??na kadar uzat??labilir.

Hastal??klar??n nedenlerini ara??t??ran ilk hekimler, patolojinin öncüleri olarak kabul edilebilir. ??nsan??n ba????na gelen tüm kötülükler gibi hastal??klar?? da do??aüstü güçlere ba??layan dönemin ard??ndan uygarl??k ve ak??l ça???? gelir. Bu dönemde M.Ö. 4. yüzy??lda Eski Yunan'da ortaya ç??kan Aristo felsefesi, hastal??klar??n nedenlerini insan bedenindeki aç??k renkli safra, koyu renkli safra, kan ve mukusun bile??imindeki uyumsuzlukla aç??klamaya çal????m????t??r. Böylece "Hümoral patoloji" dü??üncesi do??mu??tur.

Anadolu'da ya??ayan hekimlerden Asklepiades (M.Ö. 1. yüzy??l) ise insan bedeninin evren gibi çok say??da parçac??ktan olu??tu??unu savunan, hastal??klar?? bu parçac??klar??n hareketlerindeki bozuklukla aç??klayan "solitar patoloji" okulunu olu??turmu??tur.

Yunan ve Roma uygarl??klar??n??n alt??n ça????ndan sonra bilimd?????? anlay????lar??n Avrupa'ya hakim oldu??u ortaça?? boyunca hastal??klar??n nedenleri konusundaki çal????malar??n Asya'da sürdü??ü görülmektedir.

Ebubekir Razi (854-932) ve ??bn-i Sina (980-1037) Isfahan'da açt??klar?? hastane ve t??p okulunda birço??u Bat??'dan t??p e??itimi almak için gelen ö??rencileri yeti??tirirken ayn?? zamanda otopsi çal????malar?? da yapm????t??r. Ebubekir Razi ve ??bn-i Sina, Aristo ve Galen'i uzla??t??rmaya çal????m????lard??r. Ebu Bekir Razi (El-Razi, Ebubekir Mahmud bin Zekeriya) ayn?? zamanda matematik, din, felsefe ve astronomi ile ilgilidir.

??bn-i Sina'n??n fizyoloji, etyoloji, anatomi ve patolojiyi kapsayan "T??p Kanunu" isimli kitab??, 12. yüzy??lda Cremonal?? Gerard taraf??ndan Latince'ye çevrilmi??, yaz??ld??ktan 500 y??l sonra bile Avrupa'da kurulan t??p okullar??nda ders kitab?? olarak okutulmu??tur. "T??p Kanunu", anatomi ve fizyoloji bilgisi bak??m??ndan eksik olarak de??erlendirilmektedir.

Ebubekir Razi, hekimin kendi deneyiminin önemine dikkat çekerken bilimdeki do??runun görecelili??ini çok güzel aç??klamaktad??r: "Herhangi bir konu hakk??nda Galen ve Aristo görü?? birli??i içindeyse, doktorlar için karar vermek kolayd??r. Ama farkl?? dü??ünüyorlarsa bir karara varmak zordur. T??pta ‘do??ru', ula????lamayacak bir amaçt??r ve iyi bir doktorun deneyimi, kitaplarda yazan her??eyden çok daha de??erlidir."

Dünyada Patolojinin Geli??imi

Patoloji di??er bilimlerin açt?????? yoldan ilerledi

Patolojinin geli??imi insan bedenini ve i??leyi??ini ara??t??ran di??er bilim dallar??ndaki geli??melerden etkilenmi??tir. Önce insan anatomisi ayr??nt??lar??yla ortaya konulmu??, sonra histoloji, biyoloji, fizyoloji ve biyokimya hakk??ndaki bilgiler derinle??mi??tir. Hastal??klar??n nedenlerinin anla????lmas?? için mikrobiyoloji, dahili ve cerrahi t??p dallar??, son olarak da genetik ve moleküler biyoloji alan??ndaki at??l??mlar bilimin ve patolojinin yolunu ayd??nlatm????t??r. T??p dallar??ndaki bilginin günümüzdeki kadar yo??un olmad?????? ça??larda bilim insanlar??n??n birden çok bilim dal??nda çal????malar yapmalar??n??n nedeni, farkl?? dallar aras??nda i??birli??i ve bilgi payla????m??n??n yaratt?????? avantajlardan yararlanm???? olmalar??d??r. Patolojide önde giden bilim insan?? ayn?? zamanda anatomi, histoloji veya fizyoloji alan??nda da en ileri bilgilere sahip olmu??tur. Yine de patolojinin 17. yüzy??ldan itibaren s??çrama yapmas??nda Avrupa'da rönesans ("Yeniden do??u??") döneminin yaratt?????? bilimsel özgürlük ortam??nda otopsi incelemelerinin yayg??nla??mas?? etkili olmu??tur.

Otopsi: Hastal??klar??n anla????lmas??nda önemli a??ama

Hastal??klar??n nedenleri konusunda ara??t??rmalar hasta bedenlerin ve beden s??v??lar??n??n incelenmesiyle giderek bilimsel zemine oturmu??, otopsi bu geli??mede önemli bir a??amay?? olu??turmu??tur. Otopside hastal??klar??n organ ve dokularda yol açt?????? de??i??iklikler aç????a ç??kar??lm????t??r. Otopsi bulgular?? ayn?? zamanda hastal??klar??n tan??s?? ve ölümle sonuçlanan mekanizmalar??n anla????lmas?? için somut kan??tlar olarak de??er kazanm????t??r.

??lk otopsinin 1286 y??l??nda veba salg??n?? s??ras??nda ??talya'da Cremona ??ehrinde yap??ld?????? bilinmektedir. ??üpheli olgularda aileden ilk otopsi iznini isteyen hekim ise Antonio Benivieni (1440-1502)'dir.

Giovanni Battista Morgagni (1682-1771) Patolojik anatominin babas?? kabul edilir. 700'den çok otopsi üzerinde elde etti??i bulgular?? kaydetmi??, 60 y??l sonra yay??nlad?????? "De Sedibus et Causis Morborum" adl?? 5 ciltlik bir eserde toplam????t??r. Morgagni çal????malar??nda Galen'in "Gerçe??i arayanlar, nedeni kendisini do??rulamasa da gördükleri her??eyi dikkatle rapor etmelidir" ö??üdüne uymu??tur.

Marcello Malpighi (1628-1694) Dokularda ilk mikroskopik incelemeleri gerçekle??tirmi??tir.

18. yüzy??l??n ilk yar??s??nda histolojinin kurucusu Bichat da otopsi çal????malar?? yaparak dokular?? damar, kas, ba?? dokusu ve kemik olarak dört ana kümede toplam????t??r. 18. yüzy??l??n ikinci yar??s??nda Frans??z cerrah Guillaume de Puytren (1777-1823), klinikçi Mathew Baillie (1761-1823) otopsiyle u??ra??t??. ??ngiliz R. Bright otopsi serilerini inceleyerek böbrek hastal??klar??n??n ilk s??n??fland??rmas??n?? yapt??. Ayn?? dönemde Alman patolog ve anatomist Johann Friedrich Mecker (1781-1833) çok say??da otopsi yapt??. Ayn?? zamanda fizyoloji, anatomi hocas?? ve arkeolog olan Johannes Müller (1801-1858), tümörleri makroskopik görünümlerine göre ilk s??n??fland??ran ki??i oldu.

Thomas Hodgkin (1798-1866) 7 Otopside lenf dü??ümünde tümör geli??imini de??erlendirerek Hodgkin Lenfoma'y?? tan??mlam????t??r.

Karl F.Rokitansky (1804-1878) Viyana Üniversitesi'nde 30 y??l Patoloji hocal?????? yapm????, bu süre içinde 70.000'den fazla otopside çe??itli hastal??klar?? gözlemlemi??tir. Septal defektler ve di??er konjenital kalp anomalilerini tan??mlam????, arter hastal??klar?? üzerine geni?? makaleler yay??nlam????, infektif endokarditlerde ilk kez bakterileri görmü??tür.

E?? zamanl?? olarak Berlin'de Rudolf Ludwig Karl Virchow (1821-1902) "Hücresel patoloji" dü??üncesinin fikir babas??d??r. Otopsilerden elde etti??i 23.000 parçadan olu??an bir müze kurmu??tur. Ayn?? zamanda arkeolog, antropolog, politikac?? olan Virchow 1879'da Truva'y?? görmek ve tarihi eser kaç??rmak için 2 kez ülkemize gelmi??tir. Milletvekilli??i s??ras??nda Berlin'in su ve kanalizasyon sistemlerinin kurulmas?? için çal????m????, tifüs salg??n?? hakk??nda daha 20 ya????nda iken yazd?????? bir rapor nedeniyle Berlin'den sürülmü??tür. Virchow t??bb?? bir sosyal bilim olarak nitelendirmi??tir. Lösemi, tromboz, yang?? ve tümörleri ilk kez ayr??nt??l?? olarak tan??mlam????, emboli, amiloid ve hemosiderin ile ilgili ara??t??rmalar yapm????t??r.

Modern patoloji, hücresel patoloji

??nsan anatomisi, fizyoloji, histoloji ve mikrobiyolojideki geli??meler, normal ve hastal??kl?? sistem-organ-doku-hücre-inceyap??n??n kar????la??t??r??lmas??na olanak tan??m????t??r. Modern patoloji, "Hücresel patoloji", "Fizyopatoloji", "Moleküler patoloji" bölümlerinden olu??maktad??r. 19. yüzy??lda Virchow taraf??ndan ortaya konulan "Hücresel patoloji" dü??ünce sistemi ??öyle özetlenebilir:

"Ya??am??n temel birimi hücredir. Hastal??klar da hücre yap??s?? ve i??levlerinin bozulmas??yla ba??lar. Hasta hücrenin üremesiyle di??er hasta hücreler ortaya ç??kar. Hastal?????? anlamak için hücreyi incelemek gerekli ve yeterlidir. Yang??, dejenerasyon, tümör geli??imi bu ??ekilde aç??klanabilir."

Virchow, teorisini kendinden önce gelen bilim adamlar??n??n bulgu ve dü??üncelerine dayand??rm????t??r: Robert Hooke 1665'te bitki gözeneklerini gösterip bunlara "hücre" ad??n?? vermi??tir. Lorenz Oken 19. yüzy??l??n ba????nda "Bitkiler gibi insan ve hayvan bedenlerinde de bulunan hücrenin ya??am??n en küçük birimini olu??turdu??u" görü??ünü öne sürmü??tür. Histolojinin kurucusu Xavier Bichat "Hastal??klar??n dokular??n bozulmas?? sonucunda olu??tu??unu" savunmu??tur. Zaman??n??n en büyük fizyologlar??ndan biri olan Virchow'un Hocas?? Johannes Müller (1801-1858) ise yap?? ile i??lev aras??ndaki ayr??lmaz ba???? vurgulam????t??r.

Virchow'un hücresel patoloji kuram??n?? ortaya koyarken hücrenin inceyap??s??ndan ve moleküler yap??s??ndan da söz etti??ini bu bilim adam??n??n ileri görü??lülü??ünü göstermesi bak??m??ndan eklemek gerekir.

Alman bilimadam?? Julius Cohnheim (1839-1884)Virchow'un ö??rencisidir. ??ltihap patogenezi ve deneysel patoloji alan??ndaki çal????malarla iz b??rakm????t??r. Cohnheim kurba??alardaki deneysel ara??t??rmalarda iltihap bölgesine gelen elemanlar??n kandan ta????nd??????n??, doku de??i??ikli??inin, hücreye de??il damara yönelik etkilerle olu??tu??unu, hücre zedelenmesinin bunun sonucu oldu??unu ortaya koymu??tur. Dokular?? dondurarak kesmeyi ilk deneyen bilim adam??d??r.

Virchow'un bir ba??ka ö??rencisi Elie Metchnikoff 1845-1916 fagositoz konusundaki çal????malar??yla 1906 Nobel ödülü al????t??r.

??lk patoloji kürsüsü Jean Cruveilhier (1791-1873) taraf??ndan Paris'te, 1836'da Hotel Dieu'da kurulmu??tur. Dönemin e??itim merkezleri Almanya ve Avusturya, en tan??nm???? hocalar?? Müller, Rokitansky, Virchow ve Cohnheim olmu??tur.

Avrupa'da bu geli??meler ya??an??rken ABD izleyici durumundad??r. Welch, Osler, Councilman, Delafield, Flexner gibi ba??l??ca Amerikal?? patologlar e??itimlerini Avrupa'da Rokitansky, Virchow ve Cohnheim'in yan??nda alm????t??r. Osler, 19. yüzy??l ba????nda yapt?????? otopsilerde birçok hastal?????? ilk kez tan??mlam????t??r. Cohnheim'in ö??rencisi Henry Welch (1850-1934), ABD'de ilk patoloji kürsüsünü John Hopkins'te kurmu??tur.

Patoloji'nin Geli??iminde Teknoloji

 

Hücresel ve moleküler patoloji, özellikle optik sanayisindeki geli??meler olmaks??z??n ilerleyemezdi. Mikroskopun ve optik sanayisinin geli??imi hücrenin ve hastal??klar??n yol açt?????? hücre de??i??ikliklerinin görülmesine olanak sa??lam????, günümüzde hastal??klarla ilgili bilgiler moleküler düzeyde anla????l??r duruma gelmi??tir.1270 y??l??nda Roma'da ilk kez okumak için mercek kullan??ld?????? bildirilmektedir. ??lk mikroskop ise Hollanda'da 1600'lü y??llar??n ba????nda Leuvenhook taraf??ndan kullan??ld??. G. Adams, 1770'te ilk kez mikrotomu kullanarak ince doku kesitleri elde etti. 1884 y??l??nda Jena'da optik cam sanayi kuruldu. HG Harrison, 1907'de doku kültürünü yapt??. Mikroskoplardaki geli??meler 20. yüzy??l ba????nda h??zland??. Polarizasyon mikroskopu 1924'te, Floresan mikroskop 1929'de, Elektronmikroskopu 1931'de, Faz kontrast mikroskopu ise 1932'de kullan??ma girdi. 20. yüzy??l??n ikinci yar??s??nda ise moleküler biyoloji ve genetik alan??ndaki geli??meler hastal??klar??n tan?? ve tedavisi konusunda patolojiye yeni ufuklar açt??.

DNA ak??m sitometrisi, floresanla i??aretli veya çe??itli boyalarla i??aretli antikorlar??n kullan??ld?????? immünohistokimya ve immünofloresan inceleme yöntemleri, özellikle tümörlerin, immünolojik mekanizmalarla ve genetik bozukluklarla ortaya ç??kan hastal??klar??n tan??s??nda giderek daha s??k kullan??lmaktad??r.

Türkiye'de patolojinin geli??imi

Ülkemizde patolojinin tarihi 19. yüzy??l??n ba????na kadar uzanmaktad??r. K??sa say??labilecek bu tarihi dört dönemde incelemek mümkündür:

a. Osmanl?? dönemi
b. 33 reformu öncesi (Hamdi Suat dönemi)
c. 1933 Reformu sonras?? (Patoloji'de Alman etkisi)
d. 1945 sonras?? (??stanbul ve Ankara T??p Fakülteleri)
e. 1960 sonras?? (Çok merkezli dönem)

Osmanl??larda Patoloji

 

Selçuklularda ve Osmanl??larda sa??l??k merkezleri, hastalar??n tedavisiyle u??ra????rken ayn?? zamanda t??p e??itimi de veriyordu. Bu ??ifahanelerde 19. yüzy??la kadar t??p e??itimi medreselerde din e??itimi ile birlikte yap??l??yordu.

Osmanl?? ??mparatorlu??unda 1800 lerde ba??layan bat??l??la??ma çabalar??ndan t??p dünyas?? da etkilendi. Padi??ah II. Mahmut , 14 Mart 1827'de ??ehzadeba????'nda ordunun ihtiyac?? olan hekimleri yeti??tirmek amac?? ile T??phane-i Amire ad??yla bir t??p okulu açt??. Mekteb-i T??bb??ye-i ??ahane ad??yla ö??retime devam eden bu okulda Viyana'dan gelerek 1839 y??l??nda görev alan Dr. Bernard , ça??da?? bir e??itim verilmesi için büyük emek harcad??. O zamana kadar hiç otopsi yap??lmam????t??. Dr. Bernard'??n ??srar?? üzerine Padi??ah II. Abdülhamit 1841 y??l??nda kadavra diseksiyonuna ve H??ristiyan ölülerinin otopsisine izin veren bir ferman ç??kard??. Dr. Bernard'??n 1844'te ölümünden sonra bu çal????malar uzun süreli bir kesintiye u??rad??.

Ahmet Hilmi Pa??a n??n 1870 lerde ilk patoloji hocas?? oldu??u bilinmektedir. Ohannes Tabibyan Bey , Ahmet Ferit Bey , R??fat Hüsamettin Pa??a taraf??ndan zaman zaman patoloji dersleri verilmi??tir. Patoloji dersi ancak 19. yüzy??l??n sonlar??nda T??bbiye'de ders program??na tamamen yerle??ebilmi??tir. 1898'de Gülhane Askeri T??p Okulu'nun kurulu??unda, patoloji laboratuar??n??n ba????na Prof. Georg Deycke getirilmi??tir. Bu s??rada Almanya ve Avusturya'ya çok say??da ö??renci gönderilerek e??itilmeleri planlanm????t??r. Me??rutiyetin ilan??ndan sonra, mülki ve askeri t??p fakülteleri birle??tirildi??inde (1909), patoloji hocal??????na Hamdi Suat atanm????t??r. Böylece patoloji tarihimizde önemli bir sayfa aç??lm????t??r.

Cumhuriyet'in Ba??lang??ç Döneminde Patoloji

Hamdi Suat Aknar ve Türk Patolojisinin Kurulu??u

Prof.Dr. Hamdi Suat Aknar (1873-1936) (Soyad?? kanunundan sonra Aknar) T??p Fakültesi'nde patoloji kürsüsünü kuran, modern patoloji e??itimini temellerini atan, gerekti??inde cephede hekimlik yapan, gerekti??inde laboratuvarda o döneme göre son derece ileri ara??t??rmalar yapan ve deneysel karsinogenez (Kanser geli??imi) konusunda çal????malar??yla uluslararas?? ün kazanan bir Türk hekimidir.

T??bbiyeyi bitirdikten sonra (1899), Almanya'ya gönderilmi??, döneminin önde gelen t??p bilim adamlar?? ile çal????m????, çok de??erli ara??t??rmalar yapm????t??r. Patolojide Alman okulunu ö??renen Hamdi Suat, 1904'te ??stanbul'a dönmü?? ve Gülhane'nin patolojik anatomi hocal??????na atanm????t??r. 1909 y??l??nda Haydarpa??a'da askeri ve mülki t??bbiyelerin birle??tirilmesiyle olu??turulan Darülfünun T??p Fakültesi Patolojik Anatomi Hocal??????na getirilmi??, bu görevi 1933 Reformu'na kadar sürdürmü??tür.

Hamdi Suat, kendisinden önce daha çok teorik derslerden ibaret olan Patoloji'yi uygulama alan??na sokmu??tur. Patoloji laboratuar??n?? kurmak ve daha sonra geli??tirmek için çal????m????, e??itim sistemini de??i??tirerek pratik uygulamalara ve deneysel ara??t??rmalara büyük önem vermi??tir. Hamdi Suat çok say??da ara??t??rma ve inceleme yapm????t??r. Almanca ve Frans??zca yay??nlanan 40 makalesi, ayr??ca 5 de Türkçe makalesi vard??r. Özellikle veba, deri hastal??klar??, bitki ve hayvanlarda tümör geli??imi üzerine çal????malar yapm????t??r.

Ö??renciler için Genel Patoloji (Te??rih-i Marazi-i Umumi, 1914), Otopsi ve Adli T??pta Önemi (Fethi Meyyit ve T??bb?? Adlide Ehemmiyeti, 1921) adl?? ders kitaplar??n?? yazm????t??r. Bu kitaplar??n 1929 ve 1930'daki 4. bask??lar??n?? latin harfleri ile bast??rarak, kitaplar??n?? latin harfleri ile yay??nlayan ilk üniversite hocas?? olmu??tur. Ayr??ca Hamdi Hoca kürsüsüne ilk kez kad??n asistan doktoru kabul eden üniversite hocas??d??r. Almanya'da t??p ö??renimi gören Dr. Semiramis R??fat Tezel 'i ihtisas??n?? yapmak üzere kürsüye kabul etmi??tir. Kendi ad??yla an??lan "Hamdi Erili" içinde uzun y??llar bozulmadan ve renk de??i??ikli??ine u??ramadan saklanabilen doku ve organlardan olu??an 1800 olguluk büyük bir patoloji müzesi kurmu??tur.

??lk Patoloji kürsüsünü Gülhane Askeri Hastanesi'nde 1904'te kurmu??, otopsi ve mikroskopiye dayal?? ilk Patoloji e??itimini 1907'de ba??latm????t??r. Birinci Dünya Sava???? s??ras??nda tifüs salg??n?? üzerine ara??t??rmalar yapm???? ve ilk kez tifüs a????s?? uygulamas??n?? gerçekle??tirmi??tir.

O dönemde ülke sa??l??k ortam??n??n en önemli konular??n?? ele alan Milli T??p Kongresinin daha üçüncüsünde kanserin ana gündem olmas??n?? sa??lam????t??r. Kanserin günümüzde kazand?????? önemi neredeyse yetmi?? y??l öncesinden görmü?? ve bilim insanlar?? kadar ulusal sa??l??k politikalar??n?? belirleyenlerin ilgisini de çekmeyi ba??arm????t??r. Kanser Ara??t??rma ve Sava?? Kurumu'nun öncülü say??lan "Kanserle Mücadele ve Taharri Cemiyeti" 1933'te Hamdi Suat Aknar'??n giri??imleri ile kurulmu??tur.

Hamdi Suat Aknar, döneminin önde gelen patologlar?? aras??nda sayg??n bir bilim adam?? olarak yer alm????t??r. Alman Patoloji Cemiyetinin ilk Türk üyesi olmu??, çe??itli uluslararas?? toplant??larda ülkemizi ba??ar??yla temsil etmi??tir. 1930 y??l??nda Bakü'de toplanan Rus T??p Kongresi, ula????mdaki zorluklar nedeniyle Hamdi Suat gecikti??i için aç??l??????n?? ertelemi??tir. "Acta Cancrologica" dergisinin yay??n kuruluna seçilmi??tir. Türk ve dünya t??bb??na büyük katk??lar?? olmu??, çok de??erli doktorlar, bilim adamlar?? yeti??tirmi??tir. Bunlar aras??nda Kamile ??evki (Mutlu) ve Perihan Çambel, Hamdi Suat Okulu'nun temsilcileri olarak önemli hizmetler vermi??lerdir. Ölümünden çok uzun bir dönem sonra 1974'te TÜB??TAK hizmet ödülüne lay??k bulunmu??tur.

Modern Patolojinin kurucusu olan Hamdi Suat Aknar 1933 de üniversite reformunun getirdi??i ve uzun y??llar ele??tiri konusu olan bir uygulama ile Darülfünun'dan uzakla??t??r??lm????, Sa??l??k Bakan?? Dr. Refik Saydam'??n müdahalesiyle Vak??f Gureba Hastanesi'nde çal????maya devam etmi??, 13 Mart 1936'da tüberkülozdan ölmü??tür.

1933 Reformu ve Hamdi Suat Aknar Sonras?? (Patoloji'de Alman etkisi)

 

1933 Reformu s??ras??ndaNazi Almanya's??ndan kaçarak ülkemize gelen Prof. Philip Schwartz (1894-1978) ve Prof. Siegfried Oberndorfer (1876-1944) uzun y??llar patolojik anatomi e??itimi vermi??ler, pek çok ö??renci ve patolog yeti??tirmi??lerdir. Prof. Schwartz patolojik anatomi kürsüsünün ba????na gelerek, ö??renci ve asistan e??itiminde makroskobi, mikroskobi ve otopsi konusunda pratik uygulamaya önem vermi??, Türkiye'de ilk kez klinikopatolojik dersleri 1942'de ba??latm????, bugün hala korunan ar??iv sistemini yerle??tirmi??tir. Schwartz'??n yan??nda yeti??en Besim Turhan , Münevver Yenerman , Talia Bali Aykan , Süreyya Tanay , Bedrettin Pars , Kemal Akgüder , ??hsan ??ükrü Aksel ve Perihan Çambel Türkiye'nin ilk patoloji hocalar?? ve çe??itli patoloji kürsülerinin kurucular?? olmu??lard??r. Prof. Oberndorfer ??stanbul Üniversitesi T??p Fakültesi'nde 1937'de kurulan Genel Patoloji ve Deneysel Patoloji kürsüsüne atanm????; Sedat Tavat, Üveis Maskar , Osman Saka , Sat?? Eser gibi patologlar??n yeti??mesinde etkili olmu??tur. Oberndorfer ülkemizdeki çal????malar?? s??ras??nda nöroendokrin hücreleri ilk kez tan??mlam????t??r.

??stanbul Üniversitesi T??p Fakültesi'nde bu geli??meler ya??an??rken Hamdi Suat Aknar'??n ö??rencilerinden Kamile ??evki Mutlu ve Perihan Çambel patolojinin yayg??nla??mas??, kurumsalla??mas?? konusunda önemli çal????malar yapm????lard??r. Kamile ??evki Mutlu (1906-1987) ilk kad??n t??p profesörümüzdür. Hamdi Suat Aknar'??n ayr??lmas??ndan sonra ??stanbul T??p Fakültesi'nde durmam????, Ankara'ya gelerek Numune Hastanesi'ndeki patoloji laboratuar??n?? kurmu??tur. Burada 10 y??l süre ile çal????m???? (1935-1945), daha sonra Ankara Üniversitesi T??p Fakültesi aç??l??rken Üniversite'nin gereksinimi nedeniyle Histoloji ve Embriyoloji kürsüsünü kurmu??, Üniversite'nin aç??l???? dersini vermi??tir. Perihan Çambel (1909-1987), Hamdi Suat'??n ard??ndan Vak??f Gureba Hastanesinde çal????m????, ABD de kanser üzerine bilimsel ara??t??rmalar yapm????t??r. Daha sonra Ankara Numune Hastanesi'nde patolog olarak görev yaparken kanserle ile ilgili deneysel ara??t??rmalar??n?? sürdürmü??tür.

Kamile ??evki ve Perihan Çambel Hamdi Suat ile sonraki ku??ak aras??nda arac?? rol oynam????t??r. Ancak Çambel'in Üniversite d??????nda kalmas??, Mutlu'nun ise Histoloji-Embriyoloji'ye geçmesi patoloji bak??m??ndan ciddi bir kay??p olarak de??erlendirilebilir. Alman Hocalar??n ise Oberndorfer öldükten ve Schwartz ba??ta maddi nedenler olmak üzere çe??itli nedenlerle ülkemizden ayr??ld??ktan sonra kal??c?? izler b??rakmam????, bir anlamda patoloji üçüncü kez yeniden do??mak durumunda kalm????t??r.

Kamile ??evki (1906-3 Ekim 1987) Darülfünun'un ilk kad??n mezunlar??ndan biri olarak bitirmi??tir. Ayn?? y??l Hamdi Suat'??n yan??nda ihtisasa ba??lam????, ilk makalesini ö??rencili??i s??ras??nda yay??nlam????t??r. 1932'de Hamdi Suat'??n önerisiyle maddi güvence sa??lamas?? için ayn?? zamanda dermatoloji uzmanl??k s??nav??na girerek diploma alm????t??r. 1933-1935 y??llar?? aras??nda Berlin Üniversitesi Patoloji Bölümünde Prof. Rössie'nin yan??nda çal????m????, yurda döndü??ünde s??nava girerek uzman olmu??tur. Türkiye'nin ilk kad??n patoloji uzman?? olarak ??stanbul Üniversitesi'ne atanm???? ancak Hamdi Suat buradan ayr??lm???? oldu??undan Üniversite'de kalmam????, Ankara Numune Hastanesi Anatomik Patoloji uzmanl??????na tayin olmu??tur. Kamile ??evki'nin atama karar??nda Cumhurba??kan?? Atatürk'ün de imzas?? vard??r. 1945'te Ankara Üniversitesi kurulana kadar Numune Hastanesi'nde çal????m????t??r. T??p Fakültesi'nin kurulu??unda Histoloji'de gereksinim oldu??u için Embriyoloji kürsüsünü kurmak üzere atanm????sa da 1.6.1952'ye kadar vekaleten Numune Hastanesi'ndeki görevini sürdürmü??tür. Yurtiçi ve yurtd??????nda çok say??da çal????maya kat??lm????, ülkemizde ilk elektron mikroskobunu kurarak hücrenin inceyap??s?? üzerinde ara??t??rmalar yapm????t??r. Atatürk'ün naa????n??n Etnografya Müzesi'nden An??t-kabir ta????nmas?? s??ras??nda gözlemci olarak bulunmu??tur. ??stanbul Üniversitesi T??p Fakültesi ile Gülhane Askeri T??p Akademisi'nden yeti??en patologlar, Türkiye'nin ilk patoloji hocalar?? ve patoloji kürsülerinin kurucular?? olmu??lard??r. 1945'e kadar ülkemizdeki patologlar bu iki kaynaktan yeti??mi??tir.

1945 Sonras?? Patolojinin Geli??imi (??stanbul ve Ankara T??p Fakülteleri)

 

Prof. Dr. Besim Turhan (1896-1973), Prof. Schwartz'dan sonra ??stanbul Üniversitesi T??p Fakültesi Patoloji kürsü ba??kan?? olmu??tur. Gülhane Askeri T??p Akademisi'nden Prof. Dr. Necati Eran??l (1902-1989) ve Prof. Dr. Süreyya Tanay (1901-1979) Ankara Üniversitesi T??p Fakültesi'nde Patoloji kürsüsünü kurmu??lard??r. Gülhane'deki görevini sürdüren Prof. Dr. Osman Nuri Aker , Papanicolaou yöntemini ülkemize getirerek sitopatolojinin öncülü??ünü yapm????t??r.

1960 sonras?? (Çok merkezli dönem)

Daha sonraki y??llarda ??stanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde yeti??en ö??retim üyeleri pek çok ??ehirde üniversitelerde patoloji kürsülerini kurmu??lar, çok say??da ö??renci ve patolog yeti??tirmi??lerdir. 1955'te Kemaleddin Akgüder Ege T??p, 1963'te Muharrem Köksal Hacettepe T??p, 1967'de ise Talia Bal?? Aykan Cerrahpa??a T??p Fakültelerinde Patoloji bölümlerinin kurucular?? olmu??tur. Ülkemizde üniversitelerin yayg??nla??mas??na paralel olarak çok say??da patoloji bölümünde e??itim verilmekte, uzman say??s?? h??zla artmaktad??r.

Bugün, Üniversitelerin yan??s??ra Sa??l??k Bakanl??????na ve Çal????ma Bakanl??????na ba??l?? E??itim Hastanelerinde de patoloji uzmanl??k e??itimi verilmektedir. Patoloji uzmanlar??n??n say??s?? 800'e yakla??m????t??r. 1973'te Sa??l??k Bakanl?????? bünyesinde çal????an toplam patoloji uzman?? say??s?? 14 iken 2003 y??l??nda bu rakam 447 olmu??tur.

Türkiye'de pek çok merkezde cerrahi patoloji a????rl??kl?? çal??????lmakta, konvansiyonel yöntemlerin yan??nda Patolojide yeni yöntemler ve di??er teknikler de (elektron mikroskobi, immünhistokimya, moleküler teknikler) olanaklar el verdi??ince kullan??lmaktad??r.

Patoloji Kongreleri, Bilimsel Çal????malar

Patoloji derneklerinin en kapsaml?? bilimsel etkinlikleri komgre ve sempozyumlard??r. ??lki 1969'da yap??lan sempozyumlar?? 1973 y??l??ndaki ilk Ulusal Patoloji Kongresi izlemi??tir. Bu kongrenin genel kurulunda al??nan kararla s??ra ile bir y??l kongre, bir y??l sempozyum yap??lmas??; bu toplant??lar??n Ankara Patoloji Derne??i ve Türk Patoloji Derne??i taraf??ndan s??rayla düzenlenmesi, kongrelerin s??rayla Ankara, ??stanbul ve ??zmir'de, sempozyumlar??n da T??p Fakültesi bulunan di??er illerde yap??lmas?? kararla??t??r??lm????t??r. Ege ve Çukurova Patoloji Derneklerinin kurulmas??ndan sonra, 1996 May??s ay??nda dört derne??in yetkililerinin Ankara'da yapt??klar?? toplant??da, tabandan gelen istekler göz önüne al??narak, bilimsel etkinliklerin say??s??n??n art??r??lmas?? dü??üncesi benimsenmi?? ve her y??l ilkbaharda bir sempozyum, sonbaharda bir kongre düzenlenmesi kararla??t??r??lm????t??r. 1974 y??l??nda PATOLOJ?? BÜLTEN??, Ankara Patoloji Derne??i'nin yay??n organ?? olarak yay??na ba??lam????t??r. ??lk say??n??n ilk makalesi Prof. Dr. Necati Eran??l taraf??ndan yaz??lan "Nefronun Dejeneratif De??i??iklikleri Hakk??nda" ba??l??kl?? yaz?? olmu??tur. Meslekta??lar aras??nda bilgi iletimi, aktar??m?? ve payla????m?? konusunda çok önemli bir görev üstlenen bu dergi çok büyük bir bo??lu??u doldurmu??, üstün nitelikli ve kaliteli bir yay??n organ?? olarak yay??nlanmaya devam ederken, dernek faaliyetlerinin durdurulmas?? ile 1980'de yay??n hayat??na ara vermek zorunda kalm????t??r. 1990 y??l??ndaki yo??un çabalar sonras??, 1991 y??l??nda Patoloji Bülteni, 8. ciltten itibaren yeniden yay??nlanmaya ba??lam????t??r.

Kaynak : Patoloji Dernekleri Feredaryonu

UYARI

Bu uygulama arac??l?????? ile ula??aca????n??z Patoloji Sonuç Raporlar?? bilgilendirme amaçl??d??r. Resmi sonuç niteli??i ta????maz. Özel Güne?? T??bbi Patoloji Laboratuvar??, yetkili doktorlar?? taraf??ndan ??slak imza ile imzalanmam???? bilgi ve raporlar??n sorumlulu??unu kabul etmez. Kesin bilgi ve belgeler için lütfen Özel Güne?? T??bbi Patoloji Laboratuvar?? ile görü??ünüz.